Komutanlar hapiste de ondan böyle oluyor” demişti.
Ana muhalefet partisinin lideri gerçekleri hiç çekinmeden çarpıtıyordu.
Silvan’da güpegündüz on üç askerini ölüme kaptıran bir ordumuz var.
Ordu, komutanlar hapiste olduğu için böylesine yetersiz değil.
Komutanlar, “hapse girmelerine” neden olan olayları kendi asli işleri sanıp askerliği unuttukları için ordu böylesine yetersiz.
Ne askerliğe aldırmışlar, ne eğitime aldırmışlar, ne savaşa aldırmışlar.
Varsa yoksa siyaset ve darbe.
Zaten “generalliğe” yükselme kriterleri bile artık sorgulanıyor.
Yıllar önce karşılaştığım bir tuğgeneral, kalabalık bir gazeteci grubunun ortasında, “Ben daha fazla yükselmem,” demişti, “çünkü ben askerlikten başka işten anlamam”.
O tuğgeneralin de açıkça söylediği gibi generallerin terfilerinin çoğunda “askerlikten başka işlerden anlamak” ölçü tutulmuştu.
Siyaseti askerlikten daha fazla sevenler yükselmişti genellikle.
O generallerin neler yaptıklarını yıllardır bizim gazete belge belge yayımlıyor.
Sadece darbeyle ve siyasetle uğraşmadıkları, savaşa “şike” karıştırdıkları da ortaya çıktı.
Dağlıca’da, Aktütün’de ve daha nice karakol baskınında “daha önceden haberdar oldukları” halde tedbir almadıkları kanıtlandı.